Kemal Kılıçdaroğlu Silivri’ye geldi ama cezaevinde tutuklu bulunan eski Genel Kurmay Başkanı orgeneral İlker Başbuğ ile görüştü. Sonra Ahmet Hakan Coşkun’a taziye ziyaretinde bulundu ve gitti.
Kılıçdaroğlu önümüzdeki günlerde Silivri’ye yine gelecek. Fakat bu kez, sadece halkla buluşmak için. 1 gününü bile ayırma ihtimali olabilirmiş. Valla onu bunu bilmem ama, öyle ya da böyle bir gün gelecek nasıl olsa. O gelmezse, başkaları gelir.
***
Değirmenköy Domates Festivali ve Tarım Fuarı gerçekten beklenilenin üstünde bir ilgiyle gerçekleştirildi. Önceki senelere göre kıyaslarsak, bu kadar vatandaşın bir arada olacağını düşünmüyordum. Ferhat Göçer konserinin muhakkak etkisi var ama; Tarım Fuarı apayrı bir yenilikti. Yıllardır unutulan değerlerimiz gün yüzüne çıkıyor.
Domateslerimiz uzun yıllar festivalle tanıtılıyordu fakat Selimpaşa’nın kavunu ile bamyası, Kadıköy’ün karpuzu, Ortaköy’ün böreği, yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu çok önemli bir etkinlik. Yeni nesil nasıl bir ilçenin sınırlarında büyüdüklerini, topraklarının önemini çok iyi bilmeli. Yeni nesil siyasetçilerimize örnek teşkil eden bu gelenekler, sonsuza kadar yaşatılmalı. Belediye Başkanı Özcan Işıklar, “Ülkemizin en verimli topraklarından bir tanesi Değirmenköy’de.” dedi. Bu değer, bu nimet neden yaşatılmasın ki?
Şöyle etrafımıza bir baktığımızda, yüzölçüm olarak İstanbul’un Çatalca’dan sonra 2’inci büyük ilçesiyiz. Toprak zenginliğimiz devasa. Ama pek değer bilen yok. Umarım bunlar bize bir başlangıç olur.
***
Değirmenköy festivalinin sonunda, Silivri Belediyesi Stratejik Planlama Müdürü Ömer Sebahattin Çetin bir konuşma yaptı. Sayın Çetin, memnun kalan halka şöyle seslendi: “Bu sahnelerin burada tekrar kurulmasını istiyorsanız, seçimlere 6 ay kaldı. Sizler de mührünüzü gidip 6 OK’un üstüne vurarak, bu sahneleri burada tekrar kuracaksınız.”
Işıklar’ın en yakınındaki isim olan Çetin’in bu sözlerinden şu mu anlaşılıyor:
“Özcan Işıklar’ın adaylığı kesinleşti. Tekrar oyunuzu istiyoruz.”
Kaldı ki, Kemal Kılıçdaroğlu gelemedi ama Genel Merkez yöneticileri ile İl yöneticileri Silivri’ye akın etti. Bu da bir işaret olabilir…
***
Gelelim, Kılıçdaroğlu ile dalga geçen AK Partililere. Valla dalga geçmelerinde halklı olabilirler. Ama şöyle. Önce gelecek dendi, sonra gelmeyecek, sonra tekrar gelecek. Buradan çıkan izlenim, muhalefete bir malzemedir. “Siz daha genel başkanınızın gelip gelemeyeceğini bilmiyorsunuz. Ya da bir genel başkanınızı getiremediniz.” diyebilirler.
Fakat, dalga geçenler neden önce kendilerine bakmıyorlar? Başbakan Erdoğan kaç kere Silivri’ye geldi? Hep diyorsunuz ya, yok “Ayrı önem veriyor”, yok “Önemsiyor”, yok “Kaybettiğimiz için çok üzüldüm” demiş, yok “Silivri’yi tekrar istiyor” falan…
Ha, şunu anlarım. Bu ülkeyi yönetmek kolay değil, gelemeyebilir. Kılıçdaroğlu’nun pozisyonu ile onun pozisyonunun arasında dağlar kadar fark var. Kılıçdaroğlu’nun program değişikliğini kendine malzeme yapanlar bir de buradan ele alsın konuyu. Ayrıca, Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduktan sonra bir kez Silivri’ye geldi. Kılıçdaroğlu ise, genel başkan seçildikten sonra 2 defa. 3’üncüsünün de sözünü verdi. Sayın Başbakanımızdan böyle bir söz alamadık henüz. AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı bol bol Ankara’ya gidiyor, Başbakan ile görüşüyorlar, (gerçi görüştükleri de meçhul. Ayaküstü fotoğraf çekiniyorlar basına servis ediyorlar) ama sadece selamını getiriyorlar. Genel Başkan Yardımcıları geliyor, yine başbakanın selamını getiriyor. Ne iştir anlamadım gitti. Varsa Silivri önemini anlayan çıksın söylesin.